Günümüzde alışverişin boş zamanları değerlendirme biçimi olarak algılanmasına paralel olarak eşyalara yönelik alımların sıklığı da artmakta. Uzman Psikolog Enes Bülbül, psikiyatri literatüründe “kompulsif satın alma” şeklinde tanımlanan alışveriş hastalığının tek başına bir belirti olmaktan çok depresyon, kaygı bozuklukları, madde kullanımı, antisosyal ve narsist kişilik bozuklukları ile birlikte görüldüğünü belirtti. Bülbül, kompulsif satın alma rahatsızlığına sahip kişilerin özelliklerini şu şekilde anlattı: “Çarşılarda çok uzun zaman geçirirler, ihtiyaç duymadıkları şeyleri alırlar, mali durumları sarsılır, iş hayatları tehlikeye girer, evlilikleri altüst olur. Bu kişiler çok sayıda kredi kartına sahiptir. Çoğunlukla öteberi alırlar.

Savunma işlevi görür

Kompulsif satın almanın bir çeşit dürtü kontrol bozukluğu olduğunu belirten Bülbül, “Kompulsif satın alma yalnız başına bir semptom olarak bulunmaktan çok depresyon, kaygı bozuklukları, madde kullanımı, antisosyal ve narsist kişilik bozuklukları ile birlikte daha sık görülür” dedi.

Kompulsif satın alma davranışı sergileyen bireylerin alışverişi streslerini ve ilişkili anksiyetelerini azaltmanın bir yolu olarak kullandıklarını belirten Bülbül, “Alışverişten hemen sonra kişide suçluluk, sinirlilik, mutsuzluk yada hiç alışveriş yapmamışlık duygusu görülebilir” şeklinde konuştu.

Kredi kartları baş düşman

Araştırmalar sonuçlarında kompulsif satın alma davranışı gösteren kişilerin nakit para yerine daha çok kredi kartı kullandıklarını ifade eden Bülbül, “Kişi davranışının aşırı ve mantıksız olduğunu bilir fakat değiştirmek için yaptığı çabalar sonuç vermez. Kişiye ilaç ve psikoterapinin birlikte yürütüldüğü bir tedavi programı ile faydalı olunabilir.’’ diye konuştu.

http://haber.star.com.tr/saglik/en-pahali-bagimlilik-alisveris-cilginligi/haber-770669