Beylikdüzü Randevu (0212) 873 84 84 - (0553) 562 03 03

Psikolojik Filmler

Makinist
Psikolojik kavramların film üzerinde incelenmesi- Makinistin “WHO ARE YOU?” İle Açılan Kapısı

Vizyon tarihi:4 Mart 2005

Yönetmen: Brad Anderson

Oyuncular: Christian Bale, Jennifer Jason Leigh, Aitana Anschez-Gijone

 

Kamera, civardaki evlerin silüetlerinin yansıdığı cam arkasından bir odanın içini görmektedir. İçeride henüz tanımadığımız bir adam, bir cesedi halıyla sarmaktadır. Bir süre öylece izleyip de içeri girmek için sabırsızlanmaya başladığımız an, konuğu olduğumuz ve bir film boyunca izleyeceğimiz Trevor Reznik bitkin yüzüyle cama doğru yaklaşır. Pek de misafirperver olmadığı her halinden anlaşılan bu yüzle ilk tanışmamız, bize Lost Highway’de Fred Madison'la tanışmamızı hatırlatırken, tıpkı Fred Madison gibi bu adamın bizden –hatta kendinden, ve hatta hatta aslında özellikle kendinden- bir şeyler sakladığından hemen oracıkta işkillenmeye başlarız.

 

Rulo şeklinde sardığı halıyla birlikte deniz kenarına giderek halıyı küçük bir yokuştan aşağı bırakır. Halı yuvarlanarak açılırken bir fener ışığı ona doğru yaklaşmaktadır. Halı yuvarlanarak açıldığında içinden çıkan şeyin Trevor’u neden bu kadar şaşırttığını henüz anlayamamışken yüzüne fener doğrultulur. Işığa döndüğünde yine nedenini anlayamadığımız bir şaşkınlık yaşarken feneri tutan ses ona filmin gizli cümlesi olan ve Lost Highway'in açılış sahnesinde Fred'in evinde otururken zilinin çalınıp da bir sesin "Dick Laurent is dead" demesini hatırlatan o cümleyi söyler: “WHO ARE YOU?” Artık önümüzde Lynchinkileri anımsatan bir film olduğundan ve elimize tutuşturulan bu anahtar cümleyle açacağımız kapıların hiç de aydınlık yerlere çıkmayacağından eminizdir. Kapılar bu noktadan sonra Trevor'ın kim olduğu ve geçmişte ne yaptığıyla ilgili olarak hep karanlığa açılacaktır. Sahnenin devamında Trevor kendi evinde aynanın karşısındadır. Masanın üstünde duran feneri görüp gerildikten sonra kamera duvarda asılı duran postite odaklanır. Kendisine sorulan soru postitte de yazmaktadır: “WHO ARE YOU?”

 

İlk bakışta sıradan bir soru gibi görünse de, filmin temelde anlatmak istediği, derdi olan şeyin basitleşmiş ve belli ölçüde somutlaşmış halidir bu soru. Film boyunca Trevor ile birlikte çözmeye çalışacağımız adam asmaca oyunun varacağı son noktadır. Onun ruhsal durumu ve olayların gelişimi açısından da kırılma noktasına tekabül edecektir. Tam da bu noktada -başından itibaren bilmediğimiz olayları görüp oraya geldiğimiz noktada- Trevor acı gerçeğin farkına varacaktır. Ancak yönetmen bunu göstermeyi tercih etmeyerek sahneyi bitirir. Bizim de Trevor ile birlikte bu durumu kavramamız ve gördüğümüz açılışı layıkıyla anlayabilmemiz için hadiseyi en başından alır. Tekrar o sahneye geleceğizdir. Geldiğimizde Trevor'un uykusuzluğunun nedeni, iştahsızlığı, arkadaşlık kurduğu zenci adam Ivan’ın kim olduğu ve adam asmaca oyunu bu soruyla birlikte cevaplarını bulacaktır.

 

Merakımızı cezbeden açılıştan sonra kahramanımızı yakından tanımaya başlarız. Trevor uyuma yeteneğini kaybetmiş bir makine operatörüdür. Bir yıldır uykusuzluk sendromu çekmektedir ve bu yüzden fiziksel dengesi epey bozulmuştur. Bizim filme dahil olduğumuz yer, Trevor'un akli olarak da dengesinin bozulmaya başladığı döneme tekabül etmektedir. Geceleri Dostoyevski'nin “Budala” sını okuduğu ve diş fırçasıyla yerleri temizlemeye giriştiği döneme yani. İş arkadaşları onun bitkin görünüşünden ve kendilerinden uzak duruşundan çoktan ürkmeye başlamışlardır bile. Trevor'un hatası sonucu iş arkadaşlarından biri olan Miller'in kolunu kaybetmesi sonrasında iş arkadaşlarıyla ilişkileri iyice gerilir. Bundan sonra evinde notlar bulması ve ardından gelen tüm gizemli olayları kendisine kurulmuş bir komplonun parçaları olarak görür. Başına gelen şeylerin suçlusunu kendi dışında ararken buzdolabındaki notlar ona yol göstermektedir. Olaylar geliştikçe Trevor paranoya ve öfke dolu bir çemberin içinde kalmaktadır. Baktığı saatlerin takılmış gibi sürekli aynı zamanı göstermesi gerilimi artırırken, takıntılı bir şekilde durmadan ellerini yıkaması, kendisinin de henüz hakkıyla farkında olmadığı ama kurtulmaya çalıştığı bir tür suçluluk duygusunun ipuçlarını verir. Marie'nin oğluyla girdiği korku tünelindeki "Crime and Punishment" yazısı şüphelerimizin doğru olduğu ihtimalini iyice kuvvetlendirir. Miller’ın kolunun kesilmesinden sonra başlayan adam asmaca oyunu "MOTHER" "MİLLER" den sonra "KILLER" olarak karşısına çıkınca Trevor artık kaçamayacağı gerçekle yüzleşir. İriyarı zenci adam Ivan'ın ona anlatmak istediği de "WHO ARE YOU" sorusunun cevabı olan bu gerçektir aslında: Bir katildir ve başına bütün bu komployu açan, Ivan'la somutlaştırılmaya çalışılmış olan Trevor'un disosiyasyon savunması sonucunda ortaya çıkardığı bölünmüş ego işlevidir. Yani ta kendisidir.

 

Yine de her hangi bir durumu psikodinamik açıdan irdelemeye başladığımızda tek bir açıklamayla yetinmek kuşkusuz eksik bir yaklaşım olacaktır. O halde Trevor’un durumunu belirli bir silsile içerisinde değerlendirme yapabilmemiz için ruhsal aygıtın işleyişine id-ego ve süperegoya, interpsişik çatışmaya değinmeden geçemeyiz. İnterpsişik çatışmayı kısaca id-ego-süperego arasındaki çatışmadır şeklinde özetleyebiliriz. Dürtüler bir şeyin olmasını hemen ister ego geliştikçe ertele der. dolayısıyla bu ikisi arasında bir kavga başlar. Ego ikna olup dürtüye uyarsa bu seferde süperego devreye girer ve vicdan yargılaması yapar. Id, süperego ve dış gerçeklik arasında ego kalır. Zayıfsa problem başlar çatışma olur. Bu çatışmalar yüksek düzeydeyse, olgun savunma düzenekleriyle çözülemiyorsa ve kendilik tasarımı olgun değilse bu duruma interpsişik çatışma denir.

Süperegonun vicdani yargılaması ve cezalandırıcı yanı nedeniyle ego çareyi bir takım savunma düzeneklerine başvurmakta bulur. Fakat bu savunmalar geçici olarak içerde var olan çatışmayı ve gerilimi çözmüş gibi olsa da bazı durumlarda, ego kapasitelerinin yeterince gelişmemiş ve kendilik tasarımının olgunlaşmamış olmamasından kaynaklı olarak patolojik savunmalar olur ve kişide bir takım rahatsızlıklara neden olur.

İşte trevor’un içine girdiği süreç de tam olarak böyle bir döngüyü tariflemektedir bize. Trafik kazasında bir çocuğa çarpar ve onu öldürür. Süperegoya göre o bir insanı üstelik de bir çocuğu öldürmüştür hem de annesinin gözleri önünde o derece cani bir insandır. Baskıcı bir süper egosu vardır ve olayın kaza olmasının hafifletici nedenlerini göz önünde bulundurmaz ve hemen onu cezalandırmak niyetindedir. Gidip bir an önce teslim olmalı ve cezaların en ağırına çarptırılmalıdır. Diğer taraftan bu durum id in haz ilkesinin tam tersine bir durumdur. Teslim olmak demek engellenmek, özgürlüğün elinden alınması demektir. İd’in çalışma prensibine bu durum oldukça terstir. Trevor kaza yapınca id’in dürtüleriyle olay yerinden uzaklaşır fakat süper egonun vicdani, baskıcı ve cezalandırma hevesinden kaçamaz. Ve yukarıda tanımını yaptığımız interpsişik çatışmanın kollarında kendini bulur. O halde onu bu çatışmanın yarattığı gerilimden çıkaracak, hem idin isteklerini kırmayacak hem süper egonun isteklerini kırmayacak hem de dışsal gerçekliğe uygun olacak sağlıklı bir çözümü bulacak kapasiteleri gelişmiş bir egoya ihtiyacı vardır. Fakat trevor’un ego kapasiteleri bu derece gelişmemiştir bu nedenle başvuracağı savunmaların her biri ona bir semptom olarak geri dönecektir.

Neticede savunmalara bastırmayla başlayacak ve olayı bilinç dışının derinliklerine itmeye çalışacaktır fakat bu onu kurtarmaz ve bir savunma olarak insomniada çözüm arar ve uyuyamayan bir adam haline gelir. Ama bu kadarı da yeterli olmaz çünkü uyku ve rüya insanın temel fizyolojik ihtiyaçlarındandır ve yeterli derecede karşılanmadığında halisünasyon gibi başka semptomlara neden olmaktadır. Trevor da tam olarak bunu yaşar ve gündüz düşleri görmeye başlar.

Burada kullandığı diğer ve çok önemli bir savunma mekanizması da disosiyasyon ( dağılma) olmaktadır. Ego bir anlamda merkezde komuta ve kontrol görevi üstlenmektedir. Güçlü olarak gelişip dürtüler üzerine hakimiyet kurabilen gerçekliğe ve süperegoya uygun deşarj yolları bulabilen ego için sorun yoktur. Zayıf bir ego ve kendilik yukarıda bahsettiğimiz şekilde dürtüler arasında ahengi ve entegrasyonu sağlayamaz. Nihayetinde altenatif bir çözüm olarak dağılma savunma düzeneğini kullanır.

Şüphesiz ki bir disosiyasyondan ( dağılma) bahsedeceksek John watkıns’den söz etmeden olmaz. Watkins’e göre Ego durumlarından bazıları içe alım veya diğer önemli durumlar şeklinde gösterilebilir ve bazıları da travma sonrasında çekirdek egodan ayrılmış şekillerde olabilirler. Filmdeki Ivan karakteri de tam olarak buraya oturmaktadır. Yani trevorun çekirdek egosundan ayrılmış ve bir anlamda özerkliğini ilan etmiş bir eyalet gibi bir ego durumudur. Ve bu ego durumunun ortaya çıkması Trevor’u kendisine katil damgası vurmaktan kurtarma işlevi görmektedir. Yani çocuğu öldüren kendisi değil o dur. Buna kanıt olarak da arkadaşının elinin kopmasına neden olduğu kazaya sebebi Ivan olmaktadır. Trevor için artık içindeki agresyon tarafını temsil eden bir kişi vardır. Ve kötü olan, çocuğa çarpıp kaçan kendisi değildir ve cezalandırılmasına gerek yoktur.

Ne var ki Trevor’da ego durumları arasındaki çizgi henüz tam olarak birbirinden habersiz işlev görecek derecede kalınlaşmamıştır ve bir taraf hala gerçekliğe değmektedir ve zayıf da olsa yönetici olarak işlev görmektedir. İçindeki kirlilik ve suçluluk hissini gerçeklikten kopuk bir şekilde yok edecek derecece patolojik bir hal almamıştır. Trevor film boyunca disosiasyon savunmasını kullanarak suçu yüklemiş olduğu İvan’ı yani egodan ayrılan diğer parçayı yok edip temizlenmek ister. Fakat süper ego ona suçluluğunu her fırsatta hatırlatıcı şeyler yapar. Örneğin Trevor’un okuduğu kitap Dostoyevkiy’nin “The İdiot – Budala” kitabıdır. Trevor Maria’nın oğlu ile korku tüneline girdiği sahnede, korku tünelinde Dostoyevskinin bir diğer romanı olan "Crime and Punishment – Suç ve Ceza" yazmaktadır.

Bu nedenle suçluluk duygusu ve süper egonun cezalandırma isteğini hafifletecek başka savunmalara ihtiyaç vardır. Kaynağını ödipal dönemde anne- baba çocuk- üçgenindeki çatışmanın sağlıklı bir şekilde çözülememiş olmasından alan obsesif kompulsif rahatsızlığın bir numaralı savunması olan yap boz düzeneği, Trevor’un egosu için biçilmiş kaftandır. Ve neticede Trevor defalarca ellerini yıkamaya başlar, eline diş fırçasını alıp banyodaki kalebodurların arasını temizlemeye koyulur. Her gün iş çıkışı havaalanındaki kafeye gider turta ile kahve içer.

Buzdolabının üstünde duran adam asmaca oyunu ise WHO ARE YOU sorusunun cevabını takip ettiğimiz kısım olur. MOTHER" ve "MİLLER den sonra KILLER cevabı çıkar karşımıza. Bu silsileye baktığımızda bilinç dışındaki bir dürtünün kabullenmek üzere bilince ulaşma çabasının açık örneğini görürüz. Öncelikle Trevor içindeki kötü tarafı anne ile simgeleştirir. Erken çocukluk dönemlerinde bir tarafıyla kendisini doyuran iyi nesne olan ama diğer tarafıyla da hazza ulaşmasına engel olan kötü nesne olarak görülen nesne ilişkilerindeki kötü nesne kötü kendilik kavramlarından kötü nesne olarak var olan annedir. Miller üzerinden ise ödipal dönemde babaya karşı duyulan öfkenin simgeleşmesini görebiliriz. Trevor fabrikada çalışırken birden ivan’ı fark eder ve ivan’ın dikkatini dağıtması sebebiyle makinenin tuşuna yanlışlıkla çarpar ve Millerin kolunun kopmasına neden olur. Yani babaya karşı duyduğu öfkeyi onun kolunu yok ederek dile getirmiştir. Ama bilincin bunu kabullenmesi kolay değildir bu nedenle ego, olayı bir sakarlık senaryosuyla süsler. En son Cevap olan Kıller ise Trevor’un egosunun gerçekliğe ve süper egoya uygun çözüm üretecek derecede güçlendiğinin göstergesi olarak durmaktadır.

Peki, bunu sağlayan şey nedir, Trevor’un ego kapasitelerini geliştiren onu gerçekliğe taşıyan ve hatalı savunmalara başvurmasını engelleyen şey nedir? Çünkü filmde Trevorun psikiyatrik bir tedavi gördüğüne, ya da psikoterapi aldığına dair bir veri bulunmamaktadır. Burada ilişki yaşadığı fahişe Stevie’nin Trevor üzerindeki etkisinden söz etmemiz gerek. Stevie kocasından ayrılmış ve fahişelikle geçinen bir kadındır. Bir konuşmada Trevor’a eski kocasından bahseder ve ‘eski kocam tam bir psikopattı’. Trevor’un İvan’ın kendisi olduğuyla yüzleşmesinden önceki sahnede ise Trevor Stevie’nin evinde İvan’ı ve fabrikadan bir arkadaşının balık tutarken fotoğraflarını görür ve İvan’ın Stevie’nin eski kocası olduğu fikrine kapılır. oldukça sinirlenerek Stevie’ye İvan’ı kastederek şöyle der: Şimdi her şey mantıklı. Ben seni beceriyorum, böylece o da beni beceriyor. Buradan yola çıkarak Stevie’nin Trevor için anne türevi işlevi gördüğünü söyleyebiliriz. Onunla yatmaktadır her ne kadar bilinç dışı birlikte olduğu kadını anne türevi olarak algılamamak için bir fahişeyi seçmiş olsa da yine de onunla birlikte olmak bir bedeli gerektirmektedir. Fakat Stevie’nin Trevor’a söylediği; biraz daha zayıf olsan hiç var olmayacaksın’ sözünden ve Trevor’a fahişeliği bırakarak onun kadını olmak istediğini ve düzgün bir işte çalışmak istediğini söylemesinden yola çıkarak Stevie’nin etkisinin bununla sınırlı olmadığı sonucuna ulaşabiliriz. Stevie bir anne rolü üstlenerek Trevor’un nesne ilişkilerini onun üzerinden yeniden canlandırmasını ve onun zayıf ego kapasitelerinin güçlenerek savunmaların arkasına saklanan güçsüz bir çocuktan gerçeğe göğüs gerebilecek, hatalarını ve günahlarını kabullenerek kim olduğunu anlayabilecek güçte bir yetişkin olmaya onu taşır. Ve o fotoğrafı tekrar göstererek bu fotoğrafta eski kocam yok, bu sensin Trevor diyerek onun gerçeklikle temasını sağlar. Trevor artık savunmalardan sıyrılmaya başlamıştır ve adam asmaca oyununda nihayet WHO ARE YOU’nun cevabını bulmak ve gerçekle yüzleşip kabullenmek için hazırdır: KILLER.

Sonunda polise gider ve teslim olur. Bilinçdışında gerilim yaratan, onu korkutan, kaçmaya çalıştığı dürtü yoktur ve savunmalara da ihtiyaç kalmamıştır.   Bu nedenledir ki Trevor, cezasını çekmek üzere hapse girdiğinde artık derin bir uykuya dalabilir.

 

                                                                                                                                     Ümit Cihan Canpolat ( yönetmen)   &     Enes Bülbül (Uzm. Psikolog&Psikoterapist)

 Terapi Enstitüsü/Beylikdüzü/İstanbul

| | | | Tümü |