Genç erişkinlik döneminde tanısı konulan bu kişilik bozukluğunda bireyin benlik algısında, kişiler arası ilişkilerinde, duygulanımında yaygın dengesizlikler ve dürtüsellik belirgindir. Bu kişiler cinsel, mesleki ve toplumsal kimliklerinde derin güvensizlik, dengesizlik gösterirler. Sağlam bir kimlik duygusu gelişmemiştir. Çabucak düş kırıklığına uğrarlar ve bunaltı çökkünlük belirtileri gösterirler. Zaman zaman kendilerine zarar verme, madde kullanımı kontrolsüz cinsel ilişkiler gibi davranışlar gösterirler.

Kendileriyle ilgili algıları değişkenlik gösterir. Kendisini güzel, başarılı sevilen hissedebilirken birden değişkenlik göstererek kendisini çok önemsiz ve değersiz sevilmeye değmeyen birisi olarak algılar ve derin yalnızlık, boşluk, hiçlik, öfke, depresyon gibi duyguları hisseder. Aynı şekilde insanları algılamasında da bu değişikliği yaşar. Onun için ilişki yaşadığı bir insan dünyanın en iyi en mükemmel ve tam da kendisine göre bir insan iken bir anda dünyanın en kötü insanı haline gelebilir ve daha önce çok sevdiğini söylediği o insandan nasılda nefret ettiğini anlatır.

Borderline yapının bir diğer özelliğiyse dışarıdan gelen bakışlara göre duygusal değişimler yaşamasıdır. Bakışların iyi olduğunu düşünürse kendilerini çok iyi hisseder, bakışlardan değersizleştirildiğine dair bir anlam çıkarırsa kendini çok kötü hisseden bir yapıdır.

Borderline yapıdaki bir insan için dünya siyah ve beyazdır. Kaynaklarda bu durum iyi ve kötü kendilik olarak isimlendirilmektedir. İyi kendilikte iken hayata bağlı yaşamaktan zevk alan, coşkulu bir şekilde yaşam süren bir insan görünümü verirken Kötü kendiliğe geçtiğinde öfke ve nefret duygularıyla size saldıran bir insan haline gelebilir.   Çünkü bir şekilde kötü kendiliğe geçtiğinde kişi kendi içinde cehennemi yaşar. İçinde bulunduğu bu yok edici ve yakıcı duygulardan kurtulabilmek için bu kötü yapıyı boşaltacak birilerini arar. Bu kişi eşi, sevgilisi, yakın arkadaşı, annesi babası o anda kim varsa o olur. ortada gerçeklere dayalı her hangi bir neden yokken karşındakiyle tartışacak bir şeyler bulmaya başlar. Karşısındaki insanın farkına bile varmadığı bir takım davranışlara dikkat eder üzerinden geçen zamana aldırmadan bulur çıkarır ve içindeki kötü duyguları boşaltmak için malzeme olarak kullanır.

Terk edilme ve ayrılık korkuları üst seviyededir. Adeta hayatlarını bu iki durum için önlemler almak üzerine kurgularlar. Onlar için uzaklaşmanın her türlüsü yıkım demektir. Örneğin üniversite okumak için ailelerinden ayrılıp bir başka şehre gitmek konusunda büyük sıkıntılar yaşabilirler.

Terk edilme, ayrılık ve yalnızlık korkuları nedeniyle ilişki yaşadığı insana karşı oldukça kısıtlayıcı ve kıskanç tavırlar sergilerler.

Borderline yapının oluşumuna baktığımızda ise 0-3 yaş arasında çocuğun ihtiyaç duyduğu sevginin annesi tarafından koşulsuz ve dengeli bir biçimde sunulmuş olup olmamasının kritik önem taşıdığı görülmektedir.

Tedavi. Borderline kişilik bozukluğunun teşhisi ve tedavisi üzerine birçok araştırmalar yapılıyor olmasına rağmen konu üzerindeki tartışmaların henüz bir nihayete vardığı söylenemez. özellikle Dinamik yönelimli psikoterapilerin borderline’nin terapisinde kayda değer bir ilerlemeler kat edildiği söylenebilir.

 Terapi Enstitüsü- Beylikdüzü- İstanbul