Beylikdüzü Randevu (0212) 873 84 84 - (0553) 562 03 03

YAZILAR

PATOLOJİK KISKANÇLIK
sevginin değil patolojinin göstergesi olarak kıskançlık

Çoğu insan tarafından sevginin bir göstergesi olarak ele alınan kıskançlık, aşırı olduğu durumlarda sevginin değil patolojinin bir göstergesi haline gelebilmektedir. Patolojik Kıskançlık kişinin zihnine istemsiz olarak gelen sahip olduğu bir şeyin, ya da sevdiği birisinin elinden alınacağına dair düşüncelerin kişinin zihnini aşırı meşgul etmesi neticesinde oluşan, duygu durumdaki bir bozulma olarak tanımlanabilir. Somut olay ve gerçeklere dayanmaz, Kıskançlığın aşırı olduğu durumlar bu nedenle patolojik kıskançlık olarak adlandırılmaktadır. Kaynağına baktığımızda kişinin özgüven eksikliği ilk akla gelen neden olsa da kıskançlığın temelinde daha derin problemler yatabilmektedir.

Karşısındaki insanlardan zarar göreceğine dair düşünce yapısının baskın olduğu paranoyak bir yapı kıskançlığın altındaki sebep olabilir. Kişinin bilinç dışında eşini aldatmaya dair fanteziler olabilir ve bu şekilde fantezilerinin olması kişinin kendisi tarafından kabullenilemez. Ama içten gelen dürtüsünün baskısından da bir türlü kurtulamaz. Kişi kendi içinden gelen ve kendi ahlak anlayışına da ters olan bu dürtünün yaratmış olduğu gerilimden kurtulmak için yansıtma dediğimiz savunma mekanizması yoluyla suçu karşı tarafa atar. Aslında kişinin kontrol etmeye çalıştığı kendi içindeki aldatma dürtüsüdür. Bir diğer durumda ise kişi erken çocukluk döneminde ebeveyni ile kurmuş olduğu ilişkide yeterince sevilen ve değer verilen bir birey olarak yetiştirilememişse ya da ebeveyni tarafından koşulsuz şekilde sunulan sevgi ile karşılanmaması sonucu kendisiyle ilgili oluşturmuş olduğu değersizlik ve yetersizlik duyguları nedeniyle ileriki yaşlarında kendisinin sevilmeye layık olmadığıyla ilgili içten içe hep bir kuşku duyacaktır. Bu nedenle ilişki yaşamakta olduğu insanın hayatını tüm ayrıntılarına kadar kontrol etme ve haberdar olma gibi bir davranış içerisine girecektir. Çünkü ona göre eşinin karşılaştığı her insan ondan daha değerli ve sevilmeye layık birisi olabilir ve eşi onu değil de diğerlerini tercih edebilir. Bu nedenle bu ihtimali zihninde doğuracak her türlü duruma karşı yoğun bir şekilde önlemler alır.

Diğer bir durumsa aşırı beğenilme arzuları ve üstünlük duygularının üst seviyede olduğu narsistik kişilik yapısından kaynaklanan kıskançlıktır. Bu kişiler için kendileri her zaman beğenilen ve sevilen olmalıdır. Karşısındakinin bakışında her daim kendisinin ne kadar yüce ve ne kadar hayran olunası bir insan olduğu mesajını hep görmek ister. Bu mesajı alamadığını hissettiği durumlarda ise aşırı öfke hisseder ve karşısındakine karşı aşağılayıcı ve saldırgan tavırlar içerisine girebilir.

Yukarıda sıralanan durumların her birinde sonuç ilişki açısından ne yazık ki hüsrana doğru gidebilmektedir.

Sonuç olarak kişide patoloji seviyesine ulaşmış durumda bir kıskançlık var ise bunun nedenleri karşıdakinin davranışlarında ziyade kişinin içsel dinamiklerinde aranmalıdır. Fakat insanın kendi kişilik yapısı üzerine bu denli bir keşif yolculuğuna çıkabilmesi çoğunlukla kendi başına mümkün olmamaktadır. Bu nedenle eşlerden birinin kıskançlığı ilişkide bir takım sorunlara yol açmaya başladığında çok geç olmadan bir uzman yardımı alınmalıdır.

 

 Terapi Enstitüsü- Beylikdüzü- İstanbul

| | | | Tümü |