Beylikdüzü Randevu (0212) 873 84 84 - (0553) 562 03 03

YAZILAR

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU

Bir çocuğun ortama uyum yeteneği, zekâ kapasitesiyle birlikte çevreden gelen uyaranlara dikkatini odaklayıp, işleyebilmesiyle belirlenir. Zekânın normal gelişimine rağmen bazı durumlarda dikkatle ilgili sorunlar görülebilir ve yerinde duramama, konsantrasyon sorunları bu tabloya eşlik edebilir.

Dersleri dikkatli dinlememe, ödev yapmakla ilgili güçlükler, hareketlilik, söyleneni hemen yapmama, sorumluluklarını yerine getirmeme gibi sorunlar günümüzde ailelerin ve öğretmenlerin en sık yakındığı konulardır ve bu yakınmalar, aileleri, klinisyenleri ve eğitimcileri  “Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu” (DEHB), tanısı üzerinde daha çok bilgi sahibi olmaya yöneltmiştir. 

Çocukluk çağının sık görülen ruhsal bozukluklarından biri olan DEHB, sık görülen bir bozukluk olmasının yanı sıra, tedavi edildiğinde belirgin düzelme elde edilmesi, tedavi edilmediğinde ise, erişkinlik dönemine kadar pek çok psikolojik ve sosyal soruna yol açabilmesi ayrıca bozukluk belirtileri şekil değiştirmekle birlikte, olguların yaklaşık üçte birinde erişkin dönemde de devam etmesi nedeniyle ilgi çekmektedir.

DEHB’ nin temel özellikleri, kalıcı ve sürekli dikkatsizlik, dikkatin kolayca dağılması ya da belli bir konu üzerinde toplanılamaması, gelişim düzeylerindeki yaşıtlarına göre daha sık ve şiddetli hiperaktivite -aşırı hareketlilik- ve huzursuzluk, eyleme geçerken sebep-sonuç bağlantısını kuramama, doyumu geciktirememe yani dürtüselliktir. Bu semptomlar evde, okulda ve sosyal ortamlarda kendini çeşitli sorunlarla göstermesi yanı sıra çocuğun sosyal-duygusal gelişimi ve yetişkin hayatında da davranış bozukluğu geliştirip geliştirmemesi ile de yakından ilintilidir.

 

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğuna Eşlik Eden Diğer Bozukluklar

Araştırmalar DEHB’ nin çocuğun gelişimini sosyal, duygusal ve bilişsel alanlarda etkilediğini, DEHB tanısı konulan kişilerin yaklaşık 2/3’ ünün başka bir psikolojik bozukluk daha gösterdiklerini ortaya koymuştur. DEHB ile birlikte eşlik eden patoloji alanları; karşıt gelme bozukluğu, davranım bozukluğu, öğrenme güçlüğü, tik bozukluğu, kaygı, depresyon, iki uçlu duygulanım bozukluğu ve düşük benlik saygısıdır.

 

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun Sıklığı

Yaygın olarak kabul edilmekte olan görüşe göre DEHB ilköğretim çağındaki çocukların % 3-5’inde yani her 20- 30 çocuktan birisinde görülmektedir. Bu her sınıfta en az 1–2 çocukta DEHB olabileceği anlamına gelir. Çeşitli araştırmalarda DEHB’nin erkeklerde kızlardan 2–6 kat daha sık görüldüğü bildirilmektedir Ayrıca erkeklerde hem dikkat eksikliği hem de aşırı hareketlilik ve dürtüsellik belirtileri olan tip daha sık görülürken kızlarda sadece dikkat eksikliği olan tip daha sık görülür.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun Nedenleri:

DEHB’nin nedenleri kesin olarak bilinmemektedir. Sorumlu olduğu düşünülen etkenler üç ana başlık altında toplanabilir:

  • Kalıtım, genetik nedenler
  • Çevresel etkenler
  • Beyindeki yapısal ve işlevsel farklılıklar

 

Kalıtım:

DEHB’nin kalıtımsal bir rahatsızlık olduğunu gösteren pek çok çalışma vardır.

Bu tanıyı alan bireylerin aileleriyle yapılan çalışmalardan elde edilen bilgilere göre:

  • DEHB olan çocukların ana babalarında benzer belirtiler olma oranı normal çocuklara oranla 2–8 kat fazladır.
  • DEHB olan çocukların kardeşlerinde benzer belirtilerin görülme olasılığı 2- 3 kat fazladır.

DEHB tanısı alan ve ikiz kardeşi olan çocuklarla yapılan araştırma bulgularına göre:

  • Tek yumurta ikizlerinde her ikisinde de hastalık görülme oranı %80–90, Çift yumurta ikizlerinde her ikisinde de hastalık görülme oranı %30’dur.

DEHB’nin genetik olarak ana babadan çocuklara taşınmasından sorumlu olduğu düşünülen bazı genler belirlenmiştir (DrD4, DrD2).

 

Çevresel Nedenler:

DEHB’ye neden olduğu düşünülen çeşitli çevresel etmenler vardır. Bu etmenler tek başına, doğrudan DEHB’ye neden olmaktan çok genetik olarak yatkınlığı olan bireylerde DEHB oluşma riskini arttırırlar.

  • Doğum öncesi (annenin gebelikte sigara, alkol kullanımı)
  • Doğum sırasında (erken doğum, doğum komplikasyonları)
  • Doğum sonrası ( bazı hastalıklar, kurşun gibi maddelere maruz kalma vb.)

 Uygun olmayan ana baba tutumları, aile içi stres gibi faktörler çocuklarda DEHB oluşturmamakla birlikte eşlik eden karşı gelme, hırçınlık, saygısızlık gibi belirtilerin ortaya çıkmasında ve DEHB belirtilerinin karmaşıklaşmasında önemli rol oynar. Bu nedenle ana baba eğitimi tedavinin önemli bir parçasını oluşturur.

 

Beyindeki Yapısal İşlevsel Farklılıklar:

İnsanlarda diğer türlerden farklı olarak bir şey yapmadan önce düşünmeyi sağlayan durdurucu bir sistem vardır. Bu sistem kişiye olayı değerlendirme, geçmişi hatırlama, geleceği öngörme ve planlama işlemleri için gerekli süreyi sağlar. DEHB olan bireyler bu sistemlerinin yeterince iyi çalışmaması nedeniyle başladıkları işi sürdüremez, sonucunu düşünmeden hareket eder, ortama ve amaca uygun davranışlar gösteremezler. Bu sistemin normal işlev göstermesinden sorumlu olan beyin bölgeleri, prefrontal lob, bazal ganlionlar, caudat nukleus, limbik sistem ve serebellumdur. Bu bölgelerdeki yapısal ve işlevsel farklılıkları ortaya koymak amacıyla yapılmış pek çok çalışma vardır.

 

Yapısal görüntüleme çalışmaları:

Bazı beyin görüntüleme yöntemleri (bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme) ile yapılan çalışmalarda DEHB olan bireylerde ön bölge, caudat nukleus, corpus kallosum gibi bölgelerin normal bireylere göre daha küçük ya da farklı bir simetriye sahip olduğu bulunmuştur.

 

 Beyin kan akımı çalışmaları:

Beyin kan akımının ölçülmesiyle bölgeler arasındaki farklar ve hangi bölgelerin daha az aktif olduğu gösterilebilmektedir.  SPECT adı verilen bu görüntüleme aracıyla yapılan araştırmalarda DEHB olan çocukların beyin ön bölgesinin ve caudat nukleusun   yeterince aktif olmadığı bulunmuştur. Caudat nukleus ve özellikle striatum adı verilen bölge, beynin ön bölgesi ile limbik sistem arasında iletimi sağlayan bir köprüdür ve davranışların kontrolü ve dikkatin sürdürülmesi için önemli bir bölgedir. Limbik sistem duygulanımı düzenleyen, motivasyonu sağlayan ve belleğe yardımcı olan bir bölgedir. Tüm bu bölgelerin uyum içinde çalışamaması DEHB belirtilerine neden olmaktadır.

 

Beynin metabolik etkinliği çalışmaları:

Beyni iş başındayken gözlemlemeyi sağlayan Positron Emisyon Tomografi (PET) yardımıyla yapılan araştırmalarda beynin, dürtüselliği ve dikkati kontrol eden bölgelerince (ön bölgeler) kullanılan glikoz düzeyi ölçülmüştür. Glikoz, beynin en önemli enerji kaynağı; bu nedenle ne kadar şeker kullanıldığının ölçülmesi beynin etkinlik düzeyini görebilmek için iyi bir gösterge olarak kabul edilmektedir.  DEHB olan çocuk ve erişkinlerle yapılan çalışmalarda beynin ön bölgelerinde yeterince glikoz tüketiminin olmadığı yani bu bölgelerin yeterince aktif olmadığı gösterilmiştir.

 Ayrıca DEHB olan bireyler de davranış kontrolü ve dikkat işlevleri için gerekli olan dopamin ve norepinefrin adlı nörotransmitterlerin yeterli salınmadığı da düşünülmektedir. 

Sonuç olarak yaygın olarak kabul edilmekte olan görüşe göre DEHB, anne babadan alınan bazı genlerin ve bazı çevresel faktörlerin etkisiyle beyinde dikkat ve davranış kontrolünden sorumlu olan bölgelerin yapısal ve işlevsel olarak farklılığı sonucunda ortaya çıkan bir bozukluk olduğudur. Yapılan bireysel ve aile odaklı çalışmalarla oldukça yüksek oranda bozukluğun sağaltımı sağlanmaktadır.

 

 

                                         Uzm. Psikolog Oktay CECELOĞLU – Terapi Enstitüsü/Beylikdüzü/İstanbul

| | | | Tümü |