Beylikdüzü Randevu (0212) 873 84 84 - (0553) 562 03 03

YAZILAR

Bir Çocuğu Büyütmek İçin Bir Köye İhtiyaç Vardır
Afrika asıllı bu atasözü ebeveynlerin, çocukların büyüyüp gelişmesi için ne kadar çok desteğe ve yardıma ihtiyaç duyduklarını oldukça naif bir şekilde anlatıyor.

   Afrika asıllı bu atasözü ebeveynlerin, çocukların büyüyüp gelişmesi için ne kadar çok desteğe ve yardıma ihtiyaç duyduklarını oldukça naif bir şekilde anlatıyor.

   Çocukların bakımında ve gelişiminde kimlerin rol alacağı, sorumlulukların nasıl paylaşılacağı, annenin belirleyici rolünün yanında babanın sorumluluğunun neler olacağı gibi sorular ile aileler sıklıkla karşılaşmaktadır. Kadınlar, bebekleri rahimlerine düştükten hemen sonra anneliğe hormonal olarak hazırlansalar ve pek çok şeyi yapmaya istekli olsalar da onların güçlerinin tükeneceğini ve desteğe ihtiyaçları olduğunu unutmamak gerekir. Hatta ne acıdır ki, ülkemizde “saçını süpürge eden ana” imajı o kadar güçlüdür ki yardım çağrısında bulunan, destek almak için yollar arayan anneler bazen ilginç karşılanabilmektedir.

   Bir bebeği büyütmekten konuşurken çalışan annelerden bahsetmemek olmaz. Kadınların anne rolünün yanında iş hayatındaki aktif rolü bu bakım sürecini biraz daha zorlaştırmaktadır. Anneliğin yüklediği sorumlulukları yerine getirirken, diğer taraftan var olan potansiyelini iş hayatında kullanmak isteyen kadınlar, bunun zorluğunu yaşadıklarını dile getirmektedirler. Ülkemizde bundan bahsetmek zaman zaman zor olabilir çünkü, yıllar içinde değişen aile yapısı ile ilgili bilinç henüz oluşmaktadır. Yeni yeni şekillenen toplumsal bilincin haricinde bu rol karmaşasını tetikleyen diğer konu, çocukların bakımı için devlet tarafından yapılan düzenlemelerdeki eksikliklerdir. Özetle; çalışan annelerin kafasını, çocuğun bakımında kim rol oynayacak, evin büyüklerinden yardım istenirse bu nasıl çözümlenecek, okula başlama yaşı ne olacak, kime güvenmeliyim soruları sıklıkla kurcalamaktadır.

   Tüm bu karmaşanın belki de düzenleme eksikliklerinin arasında unutulmaması gereken tek şey, daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi ebeveynin çocuğa ayırdığı süre içinde tüm varlığıyla orada olmaya çalışmasıdır. Aslında çocuğa sağlanan tüm şartlar onu, ebeveynlerin çok korktuğu geleceğe hazırlamak için sadece birer araçtır.  Ona sunulan en büyük armağan ebeveynin ya da çocuğa bakım verenin sevgi ve istekle zamanını ona ayırmasıdır.

   Umut ediyorum ki ülkemizdeki değişimler geleceğimizin şekillendiği, kültürümüzün bir sonraki nesle aktarıldığı aile örgütlenmesi için işe yarar çözümlemeler getirir ve aile dostu ekonomiler oluşmaya başlar.

   İyi niyetlerimizi belirtirken, dünyayla,  ailemizle ilgili değiştirmek istediğimiz bir şey varsa bunun için ilk önce kendi yapabileceklerimize odaklanalım. Bunu başlangıç kabul edelim ve ilk adımı biz atalım.

   Çünkü unutmayalım; bir insan değişir, dünya değişir.

 

Uzm. Klinik Psikolog Nur SAĞIROĞLU / Terapi Enstitüsü /Beylikdüzü-İstanbul

| | | | Tümü |