Beylikdüzü Randevu (0212) 873 84 84 - (0553) 562 03 03

YAZILAR

SINAV KAYGISI
SINAV KAYGISI

SINAV KAYGISI

Temelinde başaramama duygusu yatan “sınav kaygısı” sosyolojik yaşamdaki belirsizlik, zor ekonomik koşullar, yoğun göç ve beraberinde kültürel ve diğer sosyal baskıların da iteklemesiyle ülkemizde son yirmi yıl içinde oldukça öne çıkmış görünüyor.

Özgüven eksikliği kaygının temel nedeni

Sınav kaygısında esas olan; özgüvendeki düşme, gittikçe yoğunlaşan işe yaramama duygusu, öğrenilmiş başarısızlık ve bütün bu olumsuz duyguların paralelinde yol alan öğrenciden beklentilerin getirdiği zorlamalardır. Bütün bu olumsuzlukları hazırlayan ve hem ruhsal zemini hem de beynin fonksiyonel kullanımını olumsuz etkileyen faktörler ise daha geniş bir yelpazeye yayılmıştır. Başarı için gereken organize ve sistematik adımların şekillenen süreç, doğru gelişmediği takdirde sınav kaygısını körükleyen ve belki de yıllar boyu besleyen bir zaman dilimi haline gelebilir. Sınav kaygısının gelişmesine neden olan bazı temel faktörleri genel olarak açıklamak gerekirse ilk akla gelenleri şöyle sıralayabiliriz

     1.Strese dayanıksız kişilik

Kişilik, en kısa anlamda insanın hayat olayları ile başa çıkma ve üretim tarzıdır. Birçok kişilik türü içinde, özellikle bazıları -ki bunlar strese dayanıksız kişilik yapılarıdır- kaygıya daha çabuk boyun eğen bir tutum sergilenmesi sınav kaygısına zemin oluşturur.

     2.Rekabet ortamı

Özellikle LGS ve LYS gibi büyük sınavlarda günümüz Türkiye eğitim koşulları nedeniyle zorunlu bir yığılma ve yarış söz konusu. Böyle bir durumda rekabet yetenekleri öne çıkmaktadır. Sonuç olarak hem rekabet ortamından kaçınanlar hem de aşırı rekabet içinde olanlar bu durumdan olumsuz etkilenirler. Böyle büyük sınavlara özellikle duygusal olarak hazırlanmak en az teknik hazırlık kadar önem taşır. Neticede, bu sınavlarda kişilik ya da zekâ değerlendirilmesi yapılmamaktadır. Bugüne kadar öğrenilen bilgiler ve bunları ortaya koymadaki akademik yetenek değerlendirilmektedir. Bu iki büyük sınavın yanında okul hayatındaki rutin ders sınavlarının da aynı biçimde değerlendirilmesi gerekir.

      3.Beklentiler arası çatışma

 Burada üç önemli unsur dikkat çekiyor. Kişinin kendisiyle ilgili beklentisi, ailesinin beklentisi ve akademik ortamının kişiden beklentisi… Bu bağlamda bu üç beklenti grubunun hedef planlamaları ve öngörülerinde eş güdümlülük sağlanamamışsa beklentiler arasında çatışma meydana gelir. Sonuç olarak bu çatışma hedefe yönelik doğru ve üretken hedef stratejilerini engelleyerek sınav kaygısını tetikleyecektir.

Ögrencinin sınav öncesi  süreç içerisinde gösterdiği  teknik ve duygusal hazırlık sonucunda ‘reddetme,kaçma ve erteleme’  şeklinde tepkiler oluşur.

 

 Sınav kaygısına tepki mekanizmaları

 Tepki mekanizmaları, öğrencinin sınav öncesi süreç içerisinde gösterdiği teknik ve duygusal hazırlık sonucunda ortaya çıkan tepkilerdir. Genel olarak “reddetme, kaçınma ve erteleme” şeklinde ortaya çıkar. Bütün bu unsurlar, hem sınav hazırlık sürecinde, hem sınav esnasında hem de sınav sonrası dönemde kişinin ruhsal ve zihinsel mekanizmalarını etkileyerek çeşitli psikolojik rahatsızlıkları da beraberinde getirir. Okul reddi hem çocuklarda hem de gençlerde en sık rastlanan tablolardan biri. Performans beklentisinin yarattığı baskı ile ilgili süreci yönetmede güçlük yaşamaya bağlı gelişen bir reaksiyondur.

“Hastayım, okula gitmeyeceğim!”

Okul reddi strese yönelik verilen “savaş ya da kaç” mekanizmasının “kaç” yönünde olan bir savunma stratejisidir. Performans beklentisinin oluştuğu ortam olan okula gidilmediğinde baskısının da yaşanmayacağı düşünülür. Kişi okula gitmemekle bir baskıdan kurtulacağına inanır ama eğitimsiz kalma riskini de sosyal statü beklentisi adına bir tehdit olarak görür. Bunu bir tercih olmaktan uzaklaştırmak için yön değiştirmeye başlar. Böyle bir durumda görünüm somatik belirteçler halini alabilir. Örneğin baş, karın ağrısı, mide bulantıları, spazmlar, depresif nöbetler, takıntılar, uyum bozuklukları gibi tablolar görülebilir.

 Kişiye özel tedavi planı

Bütün bunlardan hareketle sınav kaygısı ile ilgili tedavi planlamalarında sorun “Beyin, Ruh ve Performans” üçlemi içinde değerlendirilmektedir. “En doğru tedavi en doğru tanı ile başlar” ilkesinden hareketle detaylı olarak incelenmekte ve tedavi planı kişiye özel düzenlenmektedir. Tedavi ya da danışmanlıktaki ana amaçlar kişiye doğru hedef koyma ve üretken planlama stratejileri yeteneklerini kazandırma, stresi yönetme, verimli çalışma ve öğrenme koşulları oluşturma, rahatlama teknikleri ve kombine psikolojik tedavi uygulamalarıdır.

| | | | Tümü |